Sosyal medya yönetiminde herkes, her zaman irili ufaklı hatalar yapabilir. İnanın en büyük, en tecrübeli markalar bile. Bu hataların önüne geçebilmek her zaman mümkün olmasa bile, en azından çok basit ve herkesin aklına gelebilecek küçük hataları yapmamak gerekir. Sosyal medya yönetiminde markaların dikkat etmesi gereken ipuçlarını sizin için derledik.
Kısa ve basit anlatımlı sosyal medya postlarının, uzun postlara göre daha etkili olduğu sürekli kanıtlanıyor. Kanıtlanmasının dışında, kendi kişisel sosyal medya yaşamınızı düşünün. Yüzlerce içeriğin arasında çoğu zaman kayboluyoruz. Genel sosyal medya davranışımız, gözlerimizle taramak üzerine. Yani sosyal medyayı, kitap okuduğumuz gibi okumuyoruz, takip ediyoruz. Uzun içeriklerin büyük bölümü çok özel olarak ilgimizi çeken katma değerli bir içerik değilse, çoğunlukla dikkatimizi çekmiyor. Bu yüzden sosyal medyada mümkünse mesajınız basit ve net olmalı.
Maalesef özellikle Türkiye’de markalar kendilerine büyük anlamlar yükleyebiliyor ve kendilerini var eden müşterilerini dinlemeyebiliyor. Sosyal medya müşterilerinizin sizinle doğrudan iletişim kurabildikleri en önemli nokta. Her marka ya da her yönetici(kendisi ya da biriminde çalışanlar) doğal olarak hatalar yapabilir. Müşterilerin en büyük beklentisi, markanın hizmetinde kendisine karşı yaptığı hatayı dinlemesi ve bunu telafi etmek için çaba gösterdiğini görmek. Emin olun müşterileriniz makul insanlar ve hatanızı kabul edip, telafi ettiğinizde size daha fazla sempati duyacaklar.
Dinlemenin en büyük avantajlarından biri müşteri deneyimi hakkında fikir sahibi olmanızdır. Siz işinizde bir süreç planlayabilirsiniz ancak bazen sizin planladığınız süreçte öngöremediğiniz hatalar ya da insandan kaynaklı pratik yanlışlar olabilir. Hiçbir marka hatalı ya da eksik müşteri deneyimi oluşsun istemez. Kendinizi geliştirebilmeniz için sosyal medyada müşterilerinizi dinlemek büyük bir fırsat.
Öneri: Aşağıdaki yazılarımız da ilginizi çekebilir 😉
Kendinizi ya da çevrenizi düşünün. Siz, eşiniz, 18 yaşındaki genç kız, 30 yaşındaki genç adam, 60 yaşındaki anneanne yaygın olarak sosyal medyayı neden ve nasıl kullanıyor? Bu segmentleri, eğitim, lokasyon, alım gücü olarak da düşünebilirsiniz. Markanız bu kitlelerden hangisine ya da hangilerine hitap ediyor? Eğer müşterilerinizi ya da hedef müşterilerinizin kim olduklarını, onların sosyal medyada nelerden hoşlandıklarını bilir ve anlayabilirseniz, o kitlelerle daha sağlıklı sosyal medya iletişimi kurabilirsiniz.
İkinci maddede markaların bazen kendilerine büyük anlamlar yükleyebildiklerinden bahsetmiştik. Bazı markalar gereksiz kibir içine girebiliyor ve samimiyetsiz iletişim dili oluşturabiliyor. Bazı markalar ise sosyal medyadan fazla korkup, ürkek olabiliyor. Kendiniz olun, samimi olun ve gerçekten insanlara dokunmaya çalışın. Markanız, insanlar tarafından yaşatılan ve insana her an dokunabilen canlı bir varlık. Markanızın canlılığını ve gerçekçiliğini sosyal medyaya da yansıtın. Unutmayın insanlar, sosyal medyada birbirlerine sanal da olsa dokunabilmek için varlar. İnsanların sosyal medyada markanıza dokunabilmesine izin verin.
Sosyal medya yönetimi bir süreç ve sistemli gidilmesi gereken bir süreç. Geleneksel reklam ve pazarlama yönetiminde mesajınızı ya da kampanyanızı mecra üzerinden belirli dönemde verir ve çekilirdiniz. Oysa sosyal medya yönetimi hep canlı bir süreç. Adım adım gitmeniz ve sistemli ilerlemeniz daha verimli sonuç almanızı sağlayacaktır. Meseleye sürekli ve bütünsel bakıp, sistematik olarak sosyal medya paylaşım yoluna gitmelisiniz. Yani basit anlatımla 3 gün aralıksız paylaşım yapıp, 5 gün susmak yerine düzenli olarak her gün ya da belirli gün sıklığında paylaşımda bulunmanız daha isabetli olacaktır. Mesajlarınız ise üçüncü maddede bahsettiğimiz gibi kitlenize hitap eden, samimi olurken, bir yandan da tutarlı birbiriyle alakalı, görsel/dil/tonlama benzerliği içeren şekilde devam etmeli.
Müşteriye birden fazla kanalda dokunmak, dokunulan noktalarda doğru kanallar kullanarak doğru mesajı iletmek, müşterileri doğru şekilde segmente edebilmek ve tekilleştirebilmek,...